Kültür ve Turizm Bakanlığının Yaşayan İnsan Hazineleri ’’Geleceğe Aktarılan Mirasın Temsilcileri’’ Ödül Törenine konuşan Erdoğan, “PKK ve DHKP-C gibi terör örgütlerinin mensuplarına yıllardır kol kanat geren Almanya’nın derhal de ısrarla FETÖ’nün arkadaki bahçesi haline dönüşmesinden dolayısıyla biz de endişe ediyoruz. daima söylediğim gibi; terör örgütleri akrep gibidir, eninde sonunda döner, kendini sırtında taşıyanı da ısırır. Derhal kalkmışlar bize zihin veriyorlar; ’endişeleniyoruz’. Almanya, biz sizin bu duruşunuzdan endişeleniyoruz. Siz derhal teröre çanak tutuyorsunuz. Bu terör belası, bumerang gibi gelip sizi de vuracaktır. Türkiye olarak bizim sizden bir beklentimiz yok fakat siz, teröre yataklık yapmaktan tarih baştan başa anılacaksınız” ifadelerini kullandı.
"15 TEMMUZ 2016 TARİHİ DE BİR DÖNÜM NOKTASIDIR"
Edebin anlam itibariyle el, dil ve bele sahip olunması olduğunu gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sahip olduğun zaman edebi anlamışsın, edeplisin demektir. Türk milleti, yaklaşık bin yıldır Malazgirt’te Sultan Alparslan’ın açtığı yolda, İznik’te Süleyman Şah’ın diktiği bayrağın altında, İstanbul Surları önünde Fatih’in kutsal topraklarda, Yavuz’un izinde ilerlerken feyzini de Ahi Evran, Mevlana, Hacı Bektaş Veli, Hacı Bayram Veli, Somuncu Baba gibi gönül erlerinden almıştır. Fetih için kalkan kılıcı, demiri dayak atmak için, ekini savurmak için, tuğlayı örmek, harfi kâğıda dökmek için kalkan bilekle hepsini de benzer hedef için yürekle birleştirmediğimizde ne Selçuklu’yu ne Osmanlı’yı kuramazsınız. Son bir asırdır yaşadığımız sıkıntıların kaynağı işte bu birlikteliği sağlamakta karşılaştığımız zorluklardır. Milletlerin tarihlerinde dönüm noktaları vardır. Bizim tarihimizde de 1071, 1299, 1453, 1923 dönüm noktasıysa inanıyorum oysa 15 Temmuz 2016 tarihi de bir dönüm noktasıdır. Cumhuriyetimizin 93 takvim geçmişi her tarafında arayışı içinde olduğumuz bileğimizi, yüreğimizi aynı hedef için bir araya getirme sıkıntımızı 15 Temmuz’la birlikte geride bıraktığımızı düşünüyorum ve ben milletimle övünç ediyorum. Zira bu halk, demir yığınlarına, F-16’lara, bombalı helikopterlere, tanklara, toplara, silahlara 15 Temmuz gecesinde işte Eşref-i Mahluk olan insan olarak göğsünü gerdi, ’Arkadaş yurduma alçakları uğratma sakın, siper et gövdeni dursun bu hayasızca akın, doğacaktır sana vaadettiği günler Hakk’ın, kim bilir belki yarın şayet yarından da yakın’" ifadelerini kullandı.
"TÜRK MİLLETİ 15 TEMMUZ’DA HEDEFLERİNE DE SAHİP ÇIKMIŞTIR"
Bazılarının gençlere laf attığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu gençlik, işte tankların önünde durdu ve göğsünü siper etti, Hakk’ın da vaadettiği günler doğdu. İşte derhal gençler, yolumuzda şu var: ’İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendin bilmezsen ya nice okumaktır’. Onun için ben bu gençliği selamlıyorum. Çünkü bizim bu gençliğimiz, el bombasıyla kalkıp da askerine, polisine, köy korucusuna, vatandaşına saldıran yok, bizim bu gençliğimiz, ’İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendin bilmezsen ya nice okumaktır’ anlayışıyla yürüyor ve bizim gençliğimiz inşallah veri ile hikmeti bir arada götürecek olan gençliktir. Onun için öbür bir gençlik. Türk milleti 15 Temmuz’da yalnızca hürriyetine, inancına, bayrağına, ezanına, demokrasisine değil aynı zamanda hedeflerine de sahip çıkmıştır ama bunlardan rahatsız olanlar da olmuştur. Salalardan rahatsız olanlar olmuştur, ezan seslerinden rahatsız olanlar olmuştur, geçmişte de bunlardan rahatsız olanlar vardı, onların uzantıları hala var, yarın da olacak onu bilesiniz ama bütün mesele biz yolumuzda daim olalım ve kula kul olmayalım yalnızca Allah’a kul olalım. Halkımız FETÖ ile birlikte PKK’sından DEAŞ’ına kadar tüm terör örgütlerine meydan okuyarak ne dedi? Tek millet, tek sancak, tek vatan, tek devlet dedi. 80 milyon biz tek milletiz, Türkü, Kürtü, Lazı, Çerkezi, Gürcüsü, Abazası, Arabı, Boşnakı vesaire. 80 milyon tek halk, ayırım yok. Tek bayrak, bayrağımızın rengi şehidimizin, gazimizin kanıdır. Hilal bağımsızlığımızın ifadesidir. Yıldız, şehidimizin ta kendisidir ve bayrakları sancak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Toprak tarladır, toprak arazidir, toprak arsadır eğer toprak imardan geçmişse tarla olmaktan çıkar arsa olur, vatan olması için de toprağın kanla yoğrulması gerekiyor. Bizim bu topraklarımız da şehit kanlarıyla yoğruldu, onun için bu topraklar vatan. Kimse bu vatan toprakları üzerinde işlem yapamaz, yaparsa işte Doğu’da olanları görüyorsunuz, Güneydoğu’da olanları görüyorsunuz. Durmak yok, şehidimiz var fakat biz biliyoruz ama bu halk ’Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı cananı tüm varımı alsın da Huda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda’ diyerek yürüyor dağlara" biçiminde konuştu.
9 KIŞI VE 1 GRUBA YAŞAYAN İNSAN HAZİNELERİ ÖDÜLÜ
2015 Yılı Yaşayan İnsan Hazineleri ödülüne değerinde görülen mersiye geleneği temsilcisi Celal Yılmaz, aşıklık-zakirlik temsilcisi Mehmet Acet, minyatür sanatı temsilcisi Cahide Keskiner, klasik kitap sanatları temsilcisi İslam Seçen, sedef kakma sanatı temsilcisi Salih Balakbabalar, kalemişi sanatı temsilcisi Muammer Semih İrteş, keçecilik sanatı temsilcisi Ahmet Yaşar Kocataş, aşıklık temsilcisi İsmail Nar, atma türkü geleneği temsilcisi Osman Efendioğlu, polifonik şarkı söyleme geleneği temsilcileri Macahel Yaşlılar Korosu, törende ödüllerini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın elinden aldı. Törene katılamayan Cahide Keskiner’in ödülünü Semih İrteş aldı.
Atma türkü geleneği temsilcisi Osman Efendioğlu, ödülünü aldıktan sonradan sahnede "FETÖ’cüler ve 15 Temmuz" ile ilgili atma türkü sanatını sergiledi. Keza çok sesli şarkı söyleme geleneği temsilcileri Macahel Yaşlılar Korosu da törende küçük bir konser verdi.
UNESCO kadar 2003 yılında kabul edilen ve Türkiye’nin 2006 yılında taraf olduğu Fiziki Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi dahilinde Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğünce envanter çalışmaları yürütülüyor. Türkiye’nin Maddi Olmayan Kültürel Servet Milli Envanteri ve Yaşayan İnsan Hazineleri Ulusal Envanteri elde etmek üzere iki cins ulusal envanteri bulunuyor. Yaşayan İnsan Hazineleri Türkiye Ulusal Envanteri’ne tescil için gelen teklifler Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan Maddesel Olmayan Kültürel Miras Uzmanlar Komisyonunda değerlendiriliyor. Bakanlık makamından alınan tasdik ile envantere kaydedilmeleri kesinleşen Yaşamış İnsan Hazineleri bir tören ile kamuoyuna duyuruluyor. Yaşayan İnsan Hazineleri “Fiziksel olmayan kültürel mirasın belli unsurlarını baştan meydana getirmek ve değerlendirmek açısından zorunlu veri ve beceriye yüksek düzeyde sahip kişiler” olarak tanımlanıyor.
sizlere dogruhaberler2016.blogspot.com farkıyla sunulmuştur
EmoticonEmoticon