Kılıçdaroğlundan Başbakan Yıldırıma çağrı


CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısında yaptığı konuşmada, Derik Kaymakamının teröristler göre şehit edilmesine değinerek, "Derik Kaymakamının çocukları, 15 Temmuz şehitlerine sağlanan imkanlardan yararlanamayacak neden? Diğer Taraftan devlet töreniyle defnettiniz. Neden sağlamıyorsunuz bu imkanı? Yalnızca o mu? Hayır. AKP'nin Özalp İlçe Başkan Yardımcısı, çocuklarının gözü önünde teröristler kadar şehit edildi. Onun çocukları da bundan faydalanamıyor lakin 15 Temmuz'da hayatını kaybeden şehitlerin çocukları bundan faydalanıyorlar. Bakın bu çifte standardı AKP'li bir şehidin olduğu bir ortamda ben veriyorum. Onlar cesaret edip veremiyorlar. Çünkü onlar hayatı çifte standart üstüne kurmuşlar. Ben, sen diye milleti bölüyorlar, ayırıyorlar. Ömer Halis Demir, şehit oldu, üniversiteye adını verdik, yargı etti mi? Muhakkak adalet etti, daha fazlasını da vermeliyiz ama Ömer Halis Demir'in çocukları da 15 Temmuz gün şehit olanlara belli haklardan yararlanamıyor. Ben bunları dile getirdim diye kıyameti kopardılar. Ben bunları dile getirdim diye kendi televizyon kanallarında bir sürü ipten saptan kopmuş adamı çağırdılar, her zaman bizi eleştirdiler. Benim bu söylediklerimin neresi yanlış? Benim bu söylediklerimde nerede bir kusur var?" diye konuştu.

"Şehitler ve gaziler arasındaki farklılığı ortadan kaldırmak için bir kanun teklifini bu hafta TBMM Başkanlığı'na vereceğiz"
"Şehitler aralarında ayırım yapmayın, gaziler aralarında ayırım yapmayın, bu ülkenin varlığı ve bekası için hayatını veren kim olursa olsun inancı, kimliği, yaşam tarzı, siyasi görüşü ne olursa olsun bu ülkeye hayatını vererek, layık ödeyerek katkı maddesi veren her şehide eşdeğer davranılsın" diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şehitlerimizin yakınları, gazilerimiz el üzerinde tutulsun, onların her türlü talebi karşılansın biz bunları istiyoruz. Ben bunları istiyorum diye, ayırım yapmayın dediğim süre kıyameti koparıyorlar. Arkadaşlarımıza söyledim; hukukçu bir arkadaşımız var, Muğla Milletvekilimiz var, Ömer Süha Aldan, şehitler ve gaziler arasındaki farklılığı ortadan kaldırmak için bir kanun teklifini bu hafta Türkiye Büyük Insanlar Meclisi Başkanlığı'na grup olarak vereceğiz. Sayın Binali Yıldırım'a fazla açık ve fazla net bir çağrıda bulunuyorum; Başbakanlık koltuğunda oturuyorsun, şehitliğin ne kadar manâlı olduğunu ben de biliyorum sen de biliyorsun, gazilerin içinde bulunduğu şartları ben de biliyorum sen de biliyorsun. Şehitler ve gaziler aralarında ayrımcılık yapılmaması gerektiğini ben de biliyorum sen de biliyorsun. Gel el ele verelim, biz kanun teklifi hazırladık siz de bir kanun teklifi hazırlayın, sizin milletvekilleriniz de hazırlasın, bu kanun teklifini müşterek imzayla Parlamentoya getirelim ve şehitler arasında yapılan bu ayırımı, bu ayıbı defalarca birlikte kaldıralım. Gayet açık ve net açıklama ediyorum ve Sayın Binali Şimşek'a çağrıda bulunuyorum, gelirse başımızın üzerine gelmezse bunu aşağıda indireceğiz, Genel Kurul'a indireceğiz, bütün şehit ailelerine ve gazilere söylüyorum, biz sizin yanınızdayız, siz bizim onurumuzsunuz, bizim bekamızın güvencesisiniz. Bu ülkenin onurusunuz, sizi onurunuzu kurtarmak bize düşen bir görevdir ve bu görevi biz yerine getireceğiz."

"Herkese eşit davranalım"
Şehitler arasında ayırım yapıldığını öne süren Kılıçdaroğlu, "Şu Anda gaziler aralarında da yapacaklar. Niçin? Sayın Binali Şimşek geçenlerde bir grup toplantısında yaptığı konuşmada aynen şunu söyledi: 'O gece tırnağı bile yaralı kimse gazi sayılacaktır'. İtirazımız var mı? Hayır hiçbir itirazımız yok. Bir darbe girişimi önlenmiştir, önleyen bütün yurttaşlarımıza bizim şükran borcumuz var fakat eğer bu böyle yapılacaksa öteki gaziler için de yapılsın. Öteki gaziler; vücudunda kurşun mermisi var, organ kaybı var, şarapnel parçası var lakin ona diyorlar oysa, sen bir takım haklardan yararlanamazsın, seni gazi sayıyoruz lakin terörle uğraş esnasında yaralanıp gazi sayılmayanlar var. Bunlar da kendi arasında bir dernek kurdular, biz terörle mücadelede yaralandık, acilen bizi gazi saymıyorlar ve biz para, pul için yok bize onurumuzla gazilik unvanını verin diyorlar, hiçbir ayırım istemiyorlar. Biz de istemiyoruz. Sayın Binali Şimşek'a çağrım; şehitler için neyse gazilerimiz için de odur, gel her zaman birlikte bu Parlamentonun onurunu kurtaralım, şehitlerimiz ve gazilerimiz arasında hiçbir ayırım yapmayalım, herkese eşit davranalım" ifadelerini kullandı.

"Esnaf kan ağlıyor"
Esnafın toplumun sigortası olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Esnaf, Ahi Evran kültüründen kazanç, güçlü bir kültürü vardır, sabahın köründe dükkanını açar, dükkanının önünü temizler, gelen müşteriye güler yüzle davranır. Eğer komşusu siftah etmemişse komşusunun da siftah etmesini ister, devlete tartma olmaz, devlete ödenti verir, devletten çok artı bir şey istemez ama hak ister. Bugün aileleriyle beraber 10 milyon esnafımız var ve esnaf kan ağlıyor. Esnafın derdini kim dile getiriyor? Esnafın derdini sadece ve sadece Cumhuriyet Ahali Partisi dile getiriyor. İktidardakiler 14 yılda sizi imha etmek için çok mücadele harcadılar. yeniden mantar gibi alışveriş merkezleri açtılar ve sen dükkanını bloke etmek zorunda kaldın. Laleli esnafı, bir dönem Laleli bereketin kaynağıydı acilen Laleli esnafı biçare vaziyette. Gidin İzmir Kemeraltı'na sorun, Bağdat Caddesi'ndeki esnafa sorun, kiralık işyeri bulamazdınız derhal her yer kiralık, herkes kapatmış dükkanlarını. Alışveriş merkezleri var, orada da esnafımız var lakin onlar da Dolar bazında kira ödüyorlar, Dolar aldı başını gidiyor, kiralarını ödeyemiyorlar. İstanbul Kapalı Çarşı'da hava parası bile başlı başına bir servetti, bir yer bulamazdınız ama gidin oradaki esnafta biçare vaziyette. Ankara Siteler, Ankara Organize Sanayi Bölgeleri'ne gidin esnafın ağzını bıçak açmıyor, herkes geleceğinden endişe duyuyor, kimse önünü göremiyor" değerlendirmelerinde bulundu.

"Kimse kusura bakmasın esnaf itiraz etmedi"
Esnafın sorunları olduğunu açıklayan Kılıçdaroğlu, "Esnafın sosyal emniyet sigortası var, önceden Senet-Kur primi öderdi şimdi SGK'ya prim ödüyor. Diyelim ama bir esnaf iki ay primini ödeyemedi, hastalandı doktora gittiği vakit devletin doktoru diyor ancak: 'Kusura bakma, senin borcun var ben sana bakmam'. Yani ölüme terk ediyor. Nasıl yapıyorlar? Kanun çıkararak yaptılar bunu. Peki buna esnaflar itiraz etti mi? Etmediler. Kimse kusura bakmasın etmediler. Peki esnafa bakmıyorsun, esnafın eşi rahatsız oldu, çocuğu rahatsız oldu, hadi esnafın günahı vardı prim ödemedi, karısının ne günahı var? Diyor fakat, 'Karısına da afiyet hizmeti vermeyeceğim' diyor o da ölebilir. Peki kadının günahı ne? Bir esnafla evlenmek. Peki diyebilirsiniz ki, esnaf gitti harç borç etti gitti tedavi oldu. Peki sağlık primini istiyorlar mı kendisinden? 'Evet' diyorlar. Malına, evine haciz uyguluyorlar, 'Primi ödeyeceksin' diyorlar. Primi haciz yoluyla aldı, sağlık harcamalarını ödeyecek mi? Hayır onu da ödemiyor, bütün Deli Dumrul hikayesi. Esnaf bu gerçeği biliyor mu? Biliyor. Buna ayaklanma ediyor mu? Etmiyor. Esas sorunlarımızdan birisi budur" açıklamasını yaptı.

"Esnaftır, sıhhat hizmeti de vermezsin, iş göremezlik ödeneği de vermezsin çünkü sesi çıkmaz esnafın"
Esnafın yanında çalışan çırağın hastalandığında iş göremezlik ödeneği ödendiğini belirten Kılıçdaroğlu şunları kaydetti:

"Peki esnaf hastalandığında? O da hastalandı diyelim, o da insan. Ona meslek göremezlik ödeneği ödeniyor mu? Hayır, ona iş göremezlik ödeneği ödenmiyor niçin? Esnaftır, sağlık hizmeti de vermezsin, iş göremezlik ödeneği de vermezsin çünkü sesi çıkmaz esnafın. Esnaf çoğu vakit kiralık bir dükkanda çalışır, kira öder ama stopaj da öder. Vergi sahiden mülk sahibine ait fakat mal sahibi diyor ancak: 'Kardeşim, ben pek stopaj filan anlamam, benim kira bedelim budur, üstünü sen ödeyeceksin' ve esnaf stopajı da öder. Peki bu adil midir? Adaletli değildir. Esnaf itiraz ediyor mu? İtiraz etmiyor çünkü esnaf konuşmaz, sesini çıkarmaz diyorlar, vur ensesine ağzından lokmayı al diyorlar. Iş yerini kapattı, iflas etti diyelim bir emekçi işinden olursa ona işsizlik sigortası belli bir ay para ödüyor yani yeni iş buluncaya kadar ailesi aç kalmasın diyor. Peki esnafın başına bu gelirse kesin bir para ödeniyor mu? Hayır ödenmiyor. Esnaf itiraz ediyor mu? Etmiyor. Bu gerçeği biliyor mu? Evet bu gerçeği biliyor. Sayın Akif Ekici, diğer milletvekillerimizin de imzasıyla bir kanun teklifi verdi. Dedi oysa: 'Nasıl emekçi işsiz kaldığında işsizlik sigortasından para alıyorsa, esnaf da işsiz kaldığında, iş yerini kapattığında ona da bir teminat sağlansın'. Binali Şimşek'a açık ve net çağrımdır, bu kanun teklifini verdik, esnafı düşünüyorsan, esnafın yanındaysan biz hükümet olarak esnafı destekliyoruz diyorsan gel kardeşim bu kanunu daima beraber çıkaralım. Esnafın zincir AVM’lere ve mağazalara hükümlü edilmiş vaziyette. 59 ilde AVM var. 141 zincir mağazanın Türkiye genelinde 24 bin 671 şubesi var. Gariban esnaf nasıl bunlarla rekabet edecek. Esnaf korunuyor mu evet korunuyor. Nasıl korunuyor? Ya AVM’ler şehrin dıştan kuruluyor, isteyen gidip haftasonu alışveriş yapıyor ya da şehrin içindeyse haftanın bir günü tüm AVM’ler kapalı tatil o gün herkes esnaftan alışverişini yapıyor. Bu konuda düzenlemeyi yapan Sayın Ali Coşkun’du. Ali Coşkun bu konuda düzenleme yaptı esnafı koruda diye. Bakanlığından ve siyasetten oldu. Ayrıca bakanlığı aldılar elinden ayrıca de siyaseten siyasetin açık havada bıraktılar. Esnaf bu gerçeği bilmiyor. Esnafın beklediği sicil affı. Borçları her yerde yapılandıracağız güzel. Sicil affını niye getirmiyorsun? Sicil affının da gelmesi lüzumlu."

"Sana kredi verecek kuruluşun başında olan kişi ayda 50 bin liranın üstünde aylık alıyor"
Şoför esnafının derdinin çok daha artı olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, "Esnafların da krediye ihtiyacı var. Bir kooperatif kurmuşlar. TESKOMB diye. Bunun başında bir AK Parti Yozgat milletvekili var. Size kredi vermeyi düşünen bu kişinin ayda kaç lira aldığını biliyor musunuz? 50 bin liranın üstünde milletvekili aylığı hariç. Sana kredi verecek kuruluşun başında olan birey ayda 50 bin liranın üstünde aylık alıyor. Sana kredi verecek para kalmıyor oysa zaten. Sen bunun hesabını soruyor musun? Sormuyorsun. Ben bunun hesabını soruyorum. Sayın Binali Yıldırım’dan istirham ediyorum. Bu milletvekilinizin esnaflardan aylık kaç lira para aldığını ansızın pozitif kooperatiften öğrenmek istiyorum. Çık açıkla kardeşim. Esnafı sömürüyorlar. Uğraş edeceğim, esnafın hakkını ardına kadar koruyacağım" açıklamasında bulundu.

"Daha zamlar yansımadı, iğneden ipliğe her şeye zam gelecek"
"Tehditle ekonomiyi yöneteceklerini sanıyorlar" ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Sayın Başbakan diyor 15 gün önce, bankaları tehdit etti. ‘Faizleri düşürün düşürmezsiniz gereğini yaparız.’ Bankalar faizlerini düşürdüler, dolar düştü mü, istikrar geldi mi, kredi alan oldu mu? Hayır ne oldu, tehdit ettiğiyle kaldı. Sayın Cumhurbaşkanı o da tehdit ediyor. 'Faizler yüksek, indirin' diyor. 'Niye bu dek işsizlik var' diyor. Yarı CHP iktidarda da bizi şikayet ediyor. İktidarda olarları sen biliyorsun. Senin yandaşların. İşsizliği bu hale getiren sizsiniz. Merkez Bankası'na direktifler veriyor 'faizleri derhal indirin.’ Merkez Bankası toplanıyor. Bırakın indirmeyi faizleri arttırıyor. Ne yapacak acilen Cumhurbaşkanı istifa mı edecek. Senin söylediklerini yapmıyorlar. ‘Biz ekonominin gereğini yapıyoruz’ diyorlar. Ekonomiyi bilmeyen bir insan ekonomiyi yönetemez. Ekonomi Bakanı konuşmuş, ‘Ben OHAL istemiyorum’ diyor. Benzeri OHAL kararnamesinin aşağı Fransız Ekonomi Bakanının imzası var. İstemiyorsan niye imzaladın. İstifa et o zaman kardeşim. Keza imzalıyorsun hem de ben OHAL’i istemiyorum diyorsun. Bizi kandıracaklarını sanıyorlar. Sen ama kendi kendini kandırırsın. Sen ekonomiden de anlamıyorsun. Ekonomi uzmanı bir ekonomi dehası olan Sayın Binali Şimşek, bir yorumlama yapıyor; 'her şeyi getirip dolara bağlamanın anlamı değil, dolar çıkıyor iniyor' diyor. Bu ekonomi tarihine geçecek manâlı bir cümle. Petrol dolara ast, Türkiye’nin gerçeği. Dolar fiyatı düştüğü süre sen Türkiye’de benzin akaryakıt fiyatlarını düşürdün mü, düşürmedin. Daha zamlar yansımadı, iğneden ipliğe her şeye zam gelecek. En büyük zararı da esnaf ve alıcı, işçi ve memur görecek. Bütün bunlara sebep olan ekonomi yok. Ekonominin gizli boğaza girmesinin tek nedeni Türkiye’de yaşanan siyasi kriz. Türkiye'yi kim yönetiyor o emin yok. Başbakanlık koltuğunda birisi oturuyor adının Binali Şimşek olduğuna da biliyoruz. OHAL kalkabilir diyor, kalkar diyemiyor. Derse ağabeysi kızabilir. Binali Yıldırım Bey’den istirhamım koltuğuna sahip çık. Yasaların sana verdiği yetkilere sahip çık. Kendi yetkilerini diğer yerlere verme. Birisi senin yetkilerine müdahale ederse, 'dur ben başbakanım, benim yetki alanıma sen giremezsin’ de."

"Cumhurbaşkanı'na soruyorum, Putin'e ne laf verdiniz ve ne tavizler vereceksiniz"
Dış politikada Türkiye’nin Cumhuriyet tarihinin en büyük yenilgisini yaşadığını ileri süren Kılıçdaroğlu, "Bir haftadır Suriye'den şehitlerimiz geldi. Kimin vurduğunu bulamıyorlar. Gerçekten söyleyemiyorlar, acaba birisini kızdırır mıyız diye. Biz size demedik mi Suriye’de ne işiniz var diye. Rusya, Amerika, İran orada herkesin yetkisi var bir bunların yetkisi yok. Dış politikayı bu noktaya getirdiler. Şuanda bu hükümet dış politika konusunda her türlü tavizi verebilecek konumdadır. Dışarıda meşruiyeti sıfırlanmış bir hükümet var. Meşruiyet kazanmak için her türlü ödünü verebilir. Rusya ile anlaştık diyorlar. Fakat Rusya domates almıyorum diyor. Putin bütün istediklerini hemen şimdi almış değil, burunlarını sürtecek. Bütün istediklerini alacak ondan sonradan diyecek fakat ‘domateste alıyorum.’ Cumhurbaşkanı'na soruyorum, Putin'e ne laf verdiniz ve ne tavizler vereceksiniz. Bunu da öğrenmek bizim en doğal hakkımız. Avrupa Birliği’nden kopuyorlar. AB yetkililerine seslendik. Türkiye’nin AB’ye AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı vardır. Türkiye uygar bir ülkedir. Türkiye Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu demokratik laik sosyal hukuk devletidir" değerlendirmesinde bulundu.

"Binali Şimşek Bey’e soruyorum. 18 adayı geri alacak mısın almayacak mısın?"
Kılıçdaroğlu, "Şangay Beşlisi diyorlar. Şangay Beşlisi diye bir şey yok. Şangay Altılısı var. 2001’de Özbekistan Şangay’a aza oldu ve Şangay Altılısı var. hala onu bile bilmiyorlar. Ne olduğunu bilmiyorlar. Dış politikayı, ekonomiyi, ülkeyi nasıl yöneteceklerini bilmiyorlar. Türkiye süratle bir batağın içine dürüst gidiyor. Ege'de egemenliği açık açık Yunanistan'a verilmemiş 18 adamız var. 18 adada Yunanistan bayrağı dalgalanıyor. Horoz öttüğünde duyuyoruz. Yunanistan’ın bayragı var, işgal etmiş vaziyette. Dillerinden milliyetçilik düşmüyor. Lozan diyorlar topraklarımız azaldı. Burnumuzun dibinde 18 adayı kaybettik. Hemen Binali Şimşek Bey’e soruyorum. 18 adayı geri alacak mısın almayacak mısın? Milliyetçi misin yok misin? KKTC toprakların yüzde 37’sine sahip yüzde 29,2’ye devirmek istiyorlar Kıbrıs'ı da satış istiyorlar."
öte taraftan Türkiye Haber Kameramanları Derneği Başkanı Aytekin Polatel, grup toplantısında CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na 15 Temmuz gecesi tanıklık ettiği olayları anlatan 102 habercinin yazılarının toplandığı ‘Kalkışma’ kitabını armağan etti.

Goncagül Özcan - Pelin Üzek 

 

sizlere dogruhaberler2016.blogspot.com farkıyla sunulmuştur

Paylaş

Benzer Yayınlar

EmoticonEmoticon

:)
:(
=(
^_^
:D
=D
=)D
|o|
@@,
;)
:-bd
:-d
:p
:ng