Cumhurbaşkanına suikast girişiminde kan donduran ifadeler


Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması soruşturması kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a karşın suikast girişimi ile ilgili terör örgütünün elebaşı olarak Fetullah Güler Yüzlü birinci kesin olmayan olarak iddianamede yer aldı. 44’ü tutuklu 47 sanık hakkında 6’şar kere ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenirken, iddianamenin 60 sayfası Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına ilişkin değerlendirme yer aldı. Değerlendirmede, örgütün yapısı ve işleyişi, hiyerarşisi, şahısların örgüte kazandırılması ve örgütsel eğitim, örgütsel bağlılık ve eğitimi, örgütten çıkma, ayrılma veya kovulma, örgütün lokal ve milletlerarası bağlantıları, yaptığı eylemler, iletişim araçları, diğer terör örgütleri ile bağlantısı, kavrama operasyon araçları ve basın-yayın ile yapının terör örgütü olarak kabulü ele alındı. İddianamenin ikinci bölümünde ise 15-16 Temmuz 2016 tarihinde Marmaris'te meydana gelen olaylarla ilgili toplanan deliller ve bu delillerin değerlendirilmesi, bu kapsamda kesin olmayan mağdur-müşteki ve şahit beyanları, kriminal raporlar, olay yeri inceleme raporları ele alındı. Son bölümde ise şüpheliler hakkında talep edilen cezai müeyyideler yer aldı.

TANRISAL HOCA PAYI
İddianamede, Fetullahçı Terör Örgütü üyelerince ‘Himmet’ olarak toplanan paraların % 15'i bir numaralı davalı Fetullah Güler Yüzlü'in kutsal payı olarak ayrıldığı, ona yollanmaktadır. Amerika Birleşmiş Devletlerinde kendisine ast bir mektep, kuruluş, vakıf parayı alıp örgütün merkez giderlerine harcadığı, kalanı ise kararsız Fetullah Güler Yüzlü'in ve imamların şahsî servetine dönüştüğü belirtildi.

DARBE GİRİŞİMİ FETULLAH GÜLEN’İN BİLGİSİ ZARFINDA YAPILMIŞ
Cumhuriyet Başsavcılığı’nın darbe teşebbüsüne ilişkin yürüttüğü soruşturmalar kapsamında, örgüt üyesi bir kısım asker ve millet görevlilerinin ifadelerinden darbe teşebbüsünün Terör Örgütü lideri kesin olmayan Fetullah Gülen’in bilgisi ve talimatı ile yapıldığı ve sivillerin katledilmesi, kamu görevlilerinin şehit edilmesi ilk önce olmak üzere ortaya meydana çıkan maddî ve manevî zarardan adı geçenin başında olduğu terör örgütünün sorumlu olduğu, bununla birlikte, yürütülen soruşturmaların devam etmesi nedeniyle, her geçen gün örgüt bağlantısını bütün yönleriyle ortaya koyan yeni delillere ulaşıldığı belirtildi. Darbe Teşebbüsünün en kayda değer eylemlerinden olan Marmaris'te Cumhurbaşkanına suikast teşebbüsünün adı geçen Terör Örgütü göre gerçekleştirildiği sabittir denildi.

DARBE ÖNCESİ SÖNMEZATEŞ VE TANER BERBER PASTANEDE BULUŞTU
İddianemede, sanık Gökhan Şahin Sönmezateş'in, darbe girişi öncesi Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nda Tuğgeneral rütbesi ile Iki Taraflı Niyet Analiz Idare Başkanı olarak ödev yaptığı, ifadesinde, darbe girişimi esnasında öldürülen Tuğgeneral rütbesindeki Semih Terzi ile Milsec olarak adlandırılan güvenli hattan 11 Temmuz 2016 tarihinde görüşme yaptığı, bu röportaj sırasında Semih Terzi'nin kendisine ülkenin gidişatının iyi olmadığını ve durumdan hastalık duyduğunu belirttiği, darbe girişimiyle ilgili ilk olarak data sahibi olduğunu ifade etti. Şüpheli Taner Berber'in beyanı ve bu beyanı doğrular nitelikteki HTS kayıtlarının tetkikinden de anlaşıldığı, aslında 8 Temmuz 2016 tarihinde Muharebe Arama Kurtarma personeli olan binbaşı rütbesindeki sanık Taner Berber ile sanık Gökhan Şahin Sönmezateş'in cep telefonu irtibatı kurarak, benzer gün saat 18:15 civarında Eskişehir yolu üstünde yer alan bir pastanede buluştukları, burada Gökhan Şahin Sönmezateş'in, Taner Berber'e bir hafta sonradan Cuma, veya Cumartesi günü Hava Eğitim Komutanı Korgeneral Hasan Küçükakyüz'ün tutuklanacağını, kararsız Taner Berber'in de ona refakat edip onu Çiğli'ye getireceğini, kapıyı başkasının çalacağını, komutan kapıya çıktıktan sonra değişken Taner Berber'in onu ağırlama edeceğini, davete icabet etmediği takdirde ise koluna girilerek Çiğli'ye götürüleceğini, 13 Temmuz 2016 günü harekat komutanı Albay Ramazan Elmas'ın yanına giderek ona bu konudan bahsetmesini ve beklemede kalması talimatını verdiği ortaya çıktı.

ASKERİ DARBE PLANI GÖRÜŞMESİNE SİVİLLER DE KATILMIŞ
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nca ifadeleri alınan rahat tanıkların beyanlarında ise askerî darbe planlamalarının Ankara ilinde bulunan bir villada yapıldığı, buradaki toplantılara asker kişilerin yanı sıra sivil kişilerin da katıldığını, bu kişilerin FETÖ/PDY örgütünün içerisindeki üst düzey imamlar olduğu, burada kararlaştırılan eylem başlıklarının örgüt lideri Fetullah Güler Yüzlü'e onaylatıldığını, kararlaştırılan eylem başlıkları aralarında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bulunduğu yerden alınarak, tespit edilecek bir yerde muhafaza edilmesinin de bulunduğunu ve Ankara'daki villada darbe planlamaları yapan grup içerisinde Gökhan Şahin Sönmezateş'in de bulunduğunu ifadelerde yer aldı.

SÖNMEZATEŞ'İN GÖREVİ CUMHURBAŞKANINI EDINMEK
Hazırlanan iddianamede, Gökhan Şahin Sönmezateş'in darbe planlaması içerisine fazla daha evvelden dahil olduğu, darbe girişiminde bulunanlar arasındaki devir dağılımında davalı Gökhan Şahin Sönmezateş'in görevinin, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın etkisiz hale getirilmesi eyleminin planlanması ve bilfiil yerine getirilmesi olduğu kanaatine varılırken, Gökhan Şahin Sönmezateş'in, darbe planlaması içerisindeki aslî görevinin 14 Temmuz 2016 tarihinde Ankara’da yer alan ve Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda binbaşı rütbesi ile ödev yapan Binbaşı rütbesindeki Şükrü Seymen ile buluştuğu saptandı. Şükrü Seymen'in ifadesinde, Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda albay rütbesi ile tayin yapan şüpheli Osman Kılıç ile Ankara ilinde bir araya geldiklerini, değişken Osman Kılıç'ın kendisini adresini hatırlamadığı bir eve götürerek, burada bulunan Gökhan Sönmezateş ile buluşturduğunu, değişken Gökhan Şahin Sönmezateş'in de kendisine "Sen dahil 12 şahsiyet tim hazırla; silâhı, teçhizatı, helikopteri ben tedarik edeceğim, Türk Silâhlı Kuvvetleri dikte komuta zinciri içerisinde yönetime el koyacak, ihtiyaç halinde Davut Uçum da helikopterle sizi intikal ettirebilir" dediğini söylediği, Türk Hava Yolları'ndan alınan cevabî yazıdan da, şüphelilerin 14 Temmuz 2016 tarihinde benzer uçakla Ankara’dan İstanbul iline yolculuk ettikleri saptandı.

SUİKASTÇILARI TAŞIYAN HELİKOPTERLER İZMİR VE İSTANBUL’DAN
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a suikast için kullanılan üç helikopterlerden Cougar tipi olan ikisinin, İzmir 3. Kara Havacılık Alay Komutanlığı'na, Sikorsky tipi olan diğer helikopterin ise İstanbul 4. Kara Havacılık Alay Komutanlığı'na ait olduğu belirlendi. Cougar tipi helikopterin 1. pilotunun 3. Kara Havacılık Alay Komutanı olarak atama yapan Murat Dağlı, 2. pilotunun ise Yücel Ekizoğlu, Cougar tipi helikopterlerden ikincisinin 1. Pilotunun Zeki Göçmen, 2. pilotunun ise Haydar Murat Özden, Sikorsky helikopterin 1. pilotunun 4. Kara Havacılık Alay Komutan yardımcısı olarak tahsis yapan Ali Aktürk, 2. pilotu ise Davut Uçum.

SUİKAST TİMİ SEÇİLDİ
16 Temmuz gecesi Marmaris ilçesinde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a karşın suikast eyleminin Muharebe Arama Kurtarma, Özel Kuvvetler ve SAT personelinin katılımı ile gerçekleştirildiği, eyleme iştirak eden MAK personelinin Taner Berber, Özel Kuvvetler personelinin Şükrü Seymen, SAT personelinin ise güvenilmez Özay Cödel tarafından seçildi.

CUMHURBAŞKANI ALINACAK, DİRENİRSE ÇATIŞILACAK
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a suikast için Çiğli 2. Başlıca Jet Üssünde bir araya gelen SAT, MAK ve Özel Kuvvetlere ait darbeciler zimmet işlemi yapmaksızın kendileri için ayrılan teçhizatları kuşanarak, Gökhan Şahin Sönmezateş ile Şükrü Seymen'in burada her tarafta bir araya geldiler. Şükrü Seymen'in Cumhurbaşkanı'nın yanında 3-4 şahsiyet bir koruma ekibinin olduğunu, tatil modunda olduklarını, Özel Kuvvetler personelinin operasyonu gerçekleştireceğini, MAK ekibinin ise geri emniyeti alacağını, dolayısıyla sayının tatmin edici olduğunu belirtmesi üzerine, şüphelilerin operasyonu gerçekleştirme kararı aldılar. Operasyonu yöneten Gökhan Şahin Sönmezateş'in SAT, MAK ve Özel Kuvvetlerden toplanan darbeci askerlerin yanına gelerek Türk Silâhlı Kuvvetleri'nin ülke çapında yönetime bütünü ile el koyduğunu, bundan sonra emirlerin kişisel olarak Genelkurmay Başkanlığı'ndan alınacağını, kendisinin Genelkurmay Başkanlığı ile irtibatlı olduğunu, görevlerinin Cumhurbaşkanı'nın bulunduğu yerden alınması ve başta teslim ol çağrısı yapılacağını, silâhlı mukavemet olması halinde ise çatışılacağını, kendisinin helikopterde kalacağını, yerdeki operasyonda ise emir komutanın şüpheli Şükrü Seymen'de olduğunu açıkladı.

BIRINCIL KASIT OKLUK KOYU
Darbecilerin Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Marmaris’te tatilde olduğu, tatilini de Çamlı Mahallesindeki Okluk koyunda geçirdiği yönünde veri Okluk koyuna ait eskiz ve fotoğraflardan anlaşıldı. Şükrü Seymen'in, Cumhurbaşkanlığı'na ait Marmaris ilçesi Okluk körfezindeki konuta ait hava fotoğraflarını çıkartıp toplanan ekibine göstererek eylem yerinin burası olduğunu belirttiği, Şükrü Seymen'in eyleme katılacak olan darbecilere MAK personelinin öbür bazı, Özel Kuvvetler ve SAT personelinin ayrı bir takım olarak hareket edecekleri, telsiz iletişiminde Özel Kuvvetler ve SAT ekibinin "Barbaros", MAK ekibinin ise "Kartal" kodunu kullanacağı bilgisinin arkasından harekete geçtikleri iddianamede yer aldı.

CUMHURBAŞKANI’NIN YERİNİ BAŞYAVERİ ALİ YAZICI ÖĞRENDİ
Suikast timinin harekete geçmesinin arkasından Cumhurbaşkanlığı başyaveri olan Ali Printer'nın saat 24:05'de Çiğli 2. Esas Jet Üssü'ne geldi. Yazıcı, gün içerisinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te nerede tatil yaptığını öğrenmeye çalıştığı ve Marmaris Grand Yazıcı Turban Otel'de kaldığı bilgisine ulaştı. Bu bilgiyi Gökhan Şahin Sönmezateş ile paylaştı. Sönmezateş yeri doğrulama yapabilmek amacıyla askerî hat üzerinden Akıncı Üssü'nde yer alan Hava Kuvvetleri Komutanlığı Plan Harekat Daire Başkanlığı Harekat Şube Müdürlüğü'nde Yarbay rütbesi ile tahsis yapan Hüseyin Yılmaz ile görüşerek onaylama ettirdi. Cumhurbaşkanının Turban Otelinde olduğu bilgisini aldıktan sonra planda değişim yaptılar.

23 DARBECİ HELİKOPTERDEN OTEL YAKININA İNDİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Marmaris’te kaldığı oteli öğrenen darbecilerden Taner Berber, Zekeriya Kuzu, Erkan Çıkat, Abdulhamit Gülerden, Serkan Elçi, Muhammed Burak Ipek, İlyas Yaşar, Gökhan Güçlü, Ekrem Benli, Ömer Faruk Göçmen, Yakup Özcan, Ali Sarıbey, Şükrü Seymen, İsmail Yiğit, Murat Köse, Ergün Şahin, Mehmet Öztürk, Mehmet Demir, Enes Yılmaz, Bahadır Sagun, Mustafa Serdar Özay, Burkay Karatepe ve Muammer Gözübüyük edinmek üzere 23 darbeci asker helikopterden otel bahçesine iniş yaptı. Pilotlar, uçuş teknisyenleri, Gökhan Şahin Sönmezateş ile makineli tüfekçi olarak görev yapan Haldun Gülmez, Mehmet Cantaz, Selman Çankaya ve Hasan Aslanbay'ın ise helikopterlerde kaldılar. Otel bahçesine inan darbeciler bir vatandaşa, "Şerefsiz Tayyip'in villaları nerede?" diyerek hakaret ettikleri iddianamede yer aldı.

CUMHURBAŞKANINI BULAMADILAR
16 Temmuz gecesi saat 03:30 civarında otel bahçesine giren darbeciler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kaldığı villayı aramaya başladılar. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın otelden ayrıldığından haberi olmayan darbeciler, emniyet amacıyla otelde kalan Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanlığı'nda görevli polis memurları ile karşılaştılar. Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanlığı'nda görevli bir Emniyet Amiri’nin “Silâhlarınızı bırakın teslim olun, biz polisiz” çağrısına darbeci askerler “Siz bırakın” şeklinde yanıt verdiler.

KORUMA POLİSİNİ ŞÜKRÜ SEYMEN ŞEHİT ETTİ
Darbeci askerler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kaldığı odaya girerken, Cumhurbaşkanlığı Koruma Dairesi Başkanlığı'nda görevli polis memuru Mehmet Çetin'in ateşli silâh yaralanması neticesinde şehit olduğu, şehit eden kişinin de Şükrü Seymen olduğu ortaya çıktı. Şehit polisin vücudunda 4 ateşli silâh yarası bulunurken, ele geçirilen bir adet mermi çekirdeği gömleğini ateşleyen silâh üstünde, Şükrü Seymen'e ait biyoloji ile ilgili kalıntı saptama edildiği, dolayısıyla polis memurunun şehit olmasına niçin olan yaralanmalardan en düşük birinin değişken Şükrü Seymen tarafından meydana getirildiği anlaşıldığı.

“CEHENNEMİ YAŞATACAĞIZ SİZE”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı odasında bulamayan darbeciler polis memurlarına hitaben bağırarak silâhsız olarak açık havada çıkmalarını somurtkan takdirde bir dahaki sefere içeriye roket atacağını belirttiler. Bu sözler üzerine oda ve odanın ast tarafında bulunan diğer bir odadaki tüm polis memurlarının dıştan çıktıkları, dışarıda çıkartılan müşteki polis memurlarının yere yatırıldıkları, Paşa lakaplı Zekeriya Kuzu'nun polis memurlarına hitaben “Cehennemi yaşatacağız size, bunlar daha yeni başlıyor, hırsızın p… leri, sinkaf ettiğimin çocukları, Allah ve kitaptan bahsetmeyin, millete yaptığınızın hesabını vereceksiniz, hani inlerimize girecektiniz, biz sizin ininize girdik, hırsızın evlatları, kafanızı kaldırdığınızda sizleri öldürürüz, nerede o, hangi helikopterle gitti, hangi havalimanına inecek, ne zaman kalktı helikopter” gibi hakaret ve korkutma içerikli sözler sarf ettiği itddianemede yer aldı.

ZEKARİYA KUZU POLİSLERİN PARASINI ÇALDI
Bulundukları odadan dışarı çıkartılan polis memurlarının, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeri ile ilgili olarak sorgulandıktan sonra üzerlerinin arandığı ve silâh, telsiz, kimlik gibi eşyalarının üzerlerinden alınarak bir arada toplandığı, ellerine plastik kelepçeler takıldığı, hatta ‘Paşa’ lakaplı Zekeriya Kuzu'nun, polis memurlarından üçünün üzerlerini arayarak polis kimlik kartları ile Türk lirası, Euro ve Dolar yer alan cüzdanlarını çaldı.

“ARANIZDA HİZMET HAREKETİNDEN OLMAYAN VAR MI?”
Başarısız girişimin arkasında firar eden darbeci askerler, 18 kişinin arazi şartlarında kaçışlarını sürdürdükleri, ara verme verdikleri bir esnada İsmail Yiğit'in diğer darbeci askerlere dönerek “Aranızda hizmet hareketinden olmayan var mı?” diye sorduğu, bu soruya sessiz kalarak onaylama verdikleri, bu sözlerin Zekeriya Kuzu kadar da duyulduğu, sanıkların aynı örgütsel yapı içerisinde bulunuyor olmalarının verdiği güven ile bir arada kaçışlarını sürdürdükleri ifadelerinde yer aldı.

HUKİKİ NİTELENDİRME
İddianamede, şüphelilerin eylemlerinin hukuki nitelendirilmesi bölümünde “16 Temmuz 2016 tarihinde İzmir ilinden helikopter ile ilimiz Marmaris ilçesine geldikleri, müşteki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kısa bir zaman evvel Marmaris ilçesinden ayrılmış olması nedeniyle kendisine ulaşamadıkları ama, burada Cumhurbaşkanı'nı korumakla görevli olan müştekilere korkutma ve hakaretlerde bulunmaktan, zor uygulamaktan, onları hürriyetlerinden mahrum bırakmaktan çekinmedikleri, müşteki polislere ve müşteki Cumhurbaşkanı'na hakaret içerikli sözler sarf ettikleri, devletimizin emniyet güçleri ile çatışmaya girdikleri, iki kahraman güvenlik görevlisini şehit ettikleri gibi müşteki sivil vatandaşlara ait konut, otel, otomobil gibi taşınır taşınmaz mülk varlıklarında hasar meydana getirdikleri, bir kısım şüphelinin eyleme aslında iştirak etmeyip eylemin planlanması aşamasında şüphelilere tayin tevdi ederek onları azmettirdikleri, bir kısım şüphelinin ise fiilen eyleme iştirak eden şüphelilere yardımda bulundukları tespit edilmiştir. iddianamemizin konusunu teşkil eden Marmaris'teki Cumhurbaşkanına Suikast Teşebbüsü eyleminde kullanılan helikopterler ve diğer silâh ve mühimmatlar ile eyleme karışan şüphelilerin askerî geçmişleri, atılı suçlar için elverişli vasıtaların ziyadesiyle kullanıldığına sinyâl etmektedir. Dolayısıyla 15 Temmuz gecesi sayın Cumhurbaşkanına suikast amacıyla gelen şüphelilerin eylemlerini gerçekleştirmeleri halinde, aziz Milletin ve Devletin diğer kurumlarının direncini kırarak; Bakanlar Kurulunun ve Türkiye Büyük Irk Meclisinin de tahsis yapamayacak ülkü geleceği için bu suçların da tamamlanmış olduğu düşünülmüştür. Ayrıca Türk Canice Kanununun 309/2 maddesi ile benzer Kanunun 44. maddesinde düzenlenen fikrî içtimanın tatbiki engellenmiştir. Dolayısıyla Türk Cinayet Kanununun 309. maddesi dahilinde suçun işlenmesi sırasında soruşturmamız dahilinde Bile Bile Öldürme, Kasten Öldürmeye Teşebbüs, Millet Malına Hasar Verme v.s suçlardan hem halk davası açılması cihetine gidilmiştir. aynı zamanda, Anayasal Düzene Aleyhinde işlenen suçların örgütlü olarak işlenen suçlar olması sebebiyle şüphelilerin hem örgüt üyeliği suçunu aranjör Türk Ceza Kanununun 314. madde çerçevesinde hem de Anayasal Düzene Aleyhinde toplu şekilde işlenen suçları (TCK md. 311 veya TCK md. 312) sebebiyle cezalandırılmasının olası olmadığı; örgütün kurucusu, yöneticisi ya da üyesi olan kişilerin keza bu sıfatları sebebiyle cezalandırılamayacağı; zira, örgüt kuruculuğu, yöneticiliği ya da üyeliği suçunun “geçitli suç” haline geldiği düşünülebilir ise de; şüphelilerin Muğla ili Marmaris ilçesine gelme saiklerinin müşteki Cumhurbaşkanı'nı etkisiz ışık halkası getirmek olduğu, TCK'nın 310/1 maddesinde bulunan bu suçun örgütlü olarak işlenmesinde herhangi bir zorunluluğun bulunmadığı, bireysel olarak da bu suçun işlenebilecek olması nedeniyle Türk Canice Kanununun 314/1 ve 314/2 maddelerinin tatbiki istek edilmiştir. Son olarak belirlemek gerekir ancak; FETÖ/PDY'nin bir terör örgütü olduğu yukarıda ayrıntısı ile izah edilmiştir. Bu sebeple işlenen suçların terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlendiğine belirsizlik bulunmamaktadır. Bu sebeple Türk Canice Kanununun 220/5 maddesinin amir hükmü gereğince, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlardan örgüt yöneticisinin de sorumluluk sahibi tutulacağı nazara alınarak; şüpheli Fetullah Gülen hakkında, iş bu soruşturma konusu eylemlerin tamamından sorumlu tutulmak suretiyle cezalandırılması istemiyle ulus davası açılmıştır” denildi

ZEKERİYA KUZU “ABİ” İLE KESINTISIZ GÖRÜŞMÜŞ
İddianamede Zekeriya Kuzu’nun alınan ifadesinde, FETÖ/PDY yapılanması içerisinde faaliyet yürüttüğünü, sadece kod adını bildiği bir “Abi” ile durmadan görüştüğünü, bu kişinin askerîye ile ilgili konularda kendisinden data aldığını, hatta kendisinin tayin yaptığı birlikte yaşanan olaylarla ilgili kendisinden önce data sahibi olduğunu, personel atamaları öncesinde zeka bu kişiden veri aldığını, görüşmekte olduğu kişinin kendisine 1 dolarlık banknot verdiğini, bu parayı Amerika'da bulunan Fetullah Güler Yüzlü'in gönderdiğini, bolluk olsun diye bu parayı cüzdanında taşıması gerektiğini söylediği, FETÖ/PDY örgütünün "önlem" kavramı ile hareket ettiğini, örgüt üyelerinden kimsenin kimseyi tanımadığı daha açık konuşmak gerekirse hiçbir hizmet erbabının, tabi olduğu ağabeyi dıştan kimseyi tanımadığı bir güvenlik sisteminin bulunduğunu, eyleme katılan özel kuvvetler personelinin, Cumhurbaşkanlığı korumalarına hitaben "burayı cehenneme çevireceğiz, hırsızın çocukları, ininize girdik" biçiminde bağırarak sözler söylediklerini duyduğunu, Taner Berber'in FETÖ/PDY örgütü içerisinde etkinlik yürüttüğü şeklinde açıklama verdi.

47 SANIK HAKKINDA İDDİANAME HAZIRLANDI
Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması soruşturması dahilinde Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a suikast girişiminde bulunan bir numaralı sanık Fetullah Tebessüm Eden, suikast timinde görev bölge Ali Aktürk, Davut Uçum, Haldun Gülmez, Gökhan Şahin Sönmezateş, Şükrü Seymen, Taner Berber, Zekeriya Kuzu, Haydar Murat Özden, İsmail Yiğit, Muhammet Burak Ipek, Okumuş Özsıcak, Yakup Özcan, Ali Yazıcı, Ergün Şahin, Hasan Aslanbay, Tezcan Kızılelma, Gökhan Güçlü, Ramazan Elmas, Osman Kılıç, Hüseyin Yılmaz, Zeki Göçmen, Murat Gösterit, Yücel Ekizoğlu, Cenkbahadır Avcı, Ünsal Coşkun, Özcan Karacan, Ahmet Koçan, Serkan Elçi, Murat Dağlı, Mehmet Cantaz, Ekrem Benli, Özay Cödel, Selman Çankaya, Mustafa Serdar Özay, Ömer Faruk Göçmen, Abdülhamit Gülerden, Erkan Çıkat, İlyas Yaşar, Muammer Gözübüyük, Burkay Karatepe (Firar), Mehmet Demir, Ali Sarıbey, Mehmet Öztürk, Enes Yılmaz, Murat Köse, Bahadır Sagun hakkında 6’şar defa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemi ile dava açıldı. 

Bekir Tosun

sizlere dogruhaberler2016.blogspot.com farkıyla sunulmuştur

Paylaş

Benzer Yayınlar

EmoticonEmoticon

:)
:(
=(
^_^
:D
=D
=)D
|o|
@@,
;)
:-bd
:-d
:p
:ng