Irak’ta Saddam Hüseyin’in generalliğini yapan 50 yaşındaki 8 yıldızlı pilot general Khudhur Ahmed Raoof Weli, Amerika ve İngiltere öncülüğündeki koalisyon güçlerinin 2003 yılında Bağdat’ı işgal etmesinin gerisinde Saddam’ın devrilmesinin ardındaki Amerikalı askerlerin kendisini öldürmesinden korkarak saklanmaya başladı. 1 sene boyunca saklanan Khudhur Ahmed Amerika askerleri kadar saklandığı yerde bulundu. Amerika askerleriyle niyetlenmek zorunda kalan general karakola müdür olduktan Amerikalılar kadar bitmiş pilot olarak devir yapmaya başladı. Bir vakit daha sonra gelen emirle tekrar pilotluktan alınan generalin evi IŞİD’liler göre bombalandı. Bombalı saldırıda eşi şehit olan general 2013 yılında mülteci olarak İstanbul’a geldi. Burada bir vakit çevirmenlik ve oyunculuk yapan general Khudhur Ahmed sonradan Sivas’a geldi. Ferhatbostan Mahallesi’nde kiralık olarak tuttuğu evde yaşayan ve 8 dil bilen general geçimine tercümanlık yaparak sağlıyor.
“SADDAM İLE ÇOĞU SAVAŞA KATILDIM”
Saddam Hüseyin’in çok yakını sağ kolu olduğun söyleyen General Khudhur Ahmed, "Ben o dönemlerde pilot olarak Saddam ile birlikte çoğu savaşa katıldım. 2003 yılında Saddam yönetimi düştü. Saddam’ın idam edilmesinin arkasında ben ve diğer pilot arkadaşlarım Amerikalıların bizi öldürmesinden korktuk ve hatta evden dışarı bile çıkamadık. Ardından ben ve arkadaşlarımla ilgili kayda değer bilgilerin Amerikalıların ellerine geçtiğini öğrendik. Bizim adreslerimizi falan hepsini öğrendiler. Bir gün benim evime geldiler. Dediler fakat ’Sen Saddam’ın sağ koluydun. Birlikte devir yaptınız. Ama siz korkunuzdan Saddam’ın yanında yer alıyordunuz. Hemen hür iradenizle karar verin. Bizimle beraber çalışmaya devam eder misiniz? Yahut sizi cezaevine mi atalım?’ Ben orada cezaevinden korktum. Çaresiz olarak Amerikalılarla çalışmak zorunda kaldım. Benim aklımdaki bir zaman sonradan ailemi de alıp kaçmaktı. Lakin Amerikalılar beni pilotluktan aldılar. Beni Kerkük’te bir karakola müdür olarak görevlendirdiler. Daha Sonra bana güvendikten daha sonra yeniden beni pilot yaptılar" dedi.
IŞİD’E ESIR DÜŞMÜŞ
Kendisi ve arkadaşlarının Amerikalıların emrinde çalışmaya başladıktan sonra arkadaşıyla birlikte IŞİD’in eline esir düştüğünü belirten Khudhur Ahmed, arkadaşının gözleri önünde şehit edildiğini, kendisinin ise zarar görmüş olarak kurtulduğunu belirtti. İşkencede iki elinden birer parmağı kestiklerini kaydeden Khudhur Ahmed, kızgın demiri vücuduna sapladıklarını ve bağırsaklarının parçalandığını söyledi.
İşkencelerin ardından başına iki kurşun sıktıklarını açıklayan Khudhur Ahmed, birisinin isabet etmediğini diğerinin ise isabet ettiğini anlattı.
“İŞKENCELERE MARUZ KALDIK”
Iraklı General Khudhur Ahmed unutamadığı cefa günlerini şöyle anlattı: "Bir gün karakoldan çıktım evime bu vesileyle, bize alev açtılar. O saldırıda benim 4 askerim şehit oldu, beni de tutsak aldılar. Ben elhamdülillah Müslüman’ım, Hanefi’yim. Beni kaçıranlar da IŞİD’liler. Çamurdan üretilmiş bir eve geldik. Benimle beraber bir arkadaşım daha vardı yanımda. Bize ’Siz birbirinizin hakimi olun, sizi nasıl öldürelim’ dediler. Arkadaşımı ve beni orada fazla dövdüler, işkencelere maruz kaldık. Bunlar namaz kıldılar ve ardından bize poşet getirdiler. Askerlerin hepsi siyah üniforma giyinmişlerdi. Maske takmışlardı ve yalnızca gözleri görünüyordu. Ama askerlerden bir tanesi kolunu sıvamıştı. Ben onun kolundaki yürek dövmesini gördüm. Sonra ellerindeki paketi arkadaşıma getirdiler ve ’Sen kendi kendinin hakimi olacaksın. Bir kağıt seç, seni nasıl öldürelim’ dediler. Arkadaşım oradan bir kağıt çekti. Kâğıtta ’Benim sağ ayağımı 5 yerinden kırın’ yazıyordu. Sonra 3 tane kerpiç getirdiler, ayağını kerpiçlerin üstüne koydular ve demirle vurdular. Sonradan arkadaşım acının etkisiyle bayıldı. Sonra arkadaşımın boynunu bir asker bıçağıyla kestiler. Arkadaşımın kafası askerlerin elinde kaldı, arkadaşımın kanlar içindeki vücudu üzerime düştü. Daha Sonra benim önümde arkadaşımın kafasıyla futbol oynadılar. Sonra bana gelip ’Sıra sende, derhal sen de bir kâğıt seç’ dediler. Daha Sonra askerin birisi silaha bana vurdu ve omuzum kırıldı. Omuzum kırıldıktan sonradan bende paketten bir kağıt çektim. Benim kağıdımda ise ’Sağ elimin orta parmağını penseyle emin, sol elimin dikkat çekici parmağını da penseyle muhakkak’ yazıyordu. O askerlerde ellerine aldıkları penseyle benim parmaklarımı kestiler. Sonradan yine çektiğim kağıtta, ’Sıcak kırmızılaşmış bir demiri böbreğine sokun’ yazıyordu. Onlar ellerine aldığı demiri adamakıllı ısıttılar ve sonradan da sağ böbreğimin olduğu taraftan demiri soktular ve demir sol tarafımdan dışarı çıktı.
“KARIM KOLLARIMDA ŞEHİT OLDU”
Kendisini kaçıran askerlere para karşılığında kendisini özgür bırakmalarını öneri ettiğini ifade eden Khudhur Ahmed, babasının askerlere iki buçuk deste para vermesine karşın kendisini öldürmek istediklerini aktardı.
Kendisine işkence yapan 15 kişinin hapishaneye atıldıklarını gösteren Khudhur Ahmed, 2013 yılının kadar hükümlü olduklarını ve ardından cezaevinin duvarının kırılmasıyla bütün mahkumların kaçtığını belirterek, "Ben bir gün uçuş yapıyordum, bana haber geldi. Evime hamle yapıldığını söylediler. Ben hemen iniş yaparak, evime gittim. Bu saldırıda yeniden benim evimin etrafındaki 4 askerim şehit oldu. Evime gittiğimde benim karım ağır yaralıydı ve sonra kollarımda şehit oldu. Karım bana ’Khudhur ben öleceğim, benim elimi tut’ dedi. Önce ’değil tutmam’ dedim. Sonradan elini tuttuğum anda eşim kollarımda hayatını kaybetti. Eşim hayatını kaybettikten sonra taziye çadırları kuruldu. Ben burada 10’arlı gruplar halinde toplamda 40 askerimi burada görevlendirdim ve onlara ’Ben bile çadırdan çıkıp evime gitsem, daha sonra baştan çadıra gelsem beni bile arayacaksınız’ talimatını verdim. Biz taziyedeyken, o parmağımı kesen adam canlı bomba yeleği giymiş. Bu adam önce benim evime gelmiş, ’Ben pilotu tanıyorum, o çok iyi bir insandı, onu görmeye geldim’ demiş. Benim askerlerim de hazır biz haber verelim gelsin, görüşün demişler. Bu esnada yukarıdan alev açmışlar, bir sürü insan orada hayatını kaybetti. Bu canlı bomba da baş sağlığı çadırına doğru koşup bombayı patlatmış. Bu patlamada benim ensemde oldu. Ben bere almadım ama benim yüzümden çok insan öldü" şeklinde konuştu.
KURTLAR VADİSİNDE ROL ALMIŞ
Yaşanan olayların ardından bir ay daha Irak’ta kaldığını ve sonrasında Türkiye’ye gelmeye karar verdiğini gösteren Khudhur Ahmed, "Ben burada çevirmenlik yaptım. İstanbul adliyesindeki birçok hakim ve savcı beni tanır, bilirler. Buradaki tercümanlığın yanı sıra Kurtlar Vadisi öncelikle elde etmek üzere çoğu dizide oyunculuk yaptım. Buradaki iki senenin sonunda bana mültecilerin İstanbul’da kalma süresinin 6 ay olmasına rağmen 2 sene kaldığımı ve Sivas’a gitmem gerektiğini söylediler. Çok muhalefet ettim Sivas’a ulaşmak için lakin olmadı" ifadelerini kullandı.
Ahmed, "Ben ilk Sivas’a geldiğimde ağladım. İstanbul’dan sonra Sivas bana köy gibi geldi. Burada kalmak istemedim. Ilk Olarak Sivas’ı hiç sevmemiştim. Sonra burada birilerine adres soruyorum, beni gören işini gücünü bırakıp bana yol tanım etti. Kimi nehir ikram etti, kimisi yemek ikramında bulundu. Sonradan anladım oysa siz, Doğu’nun efendisisiniz. Sonradan anladım ki sizin gibi insanların İstanbul’da, oradakilerin de Sivas’ta yaşaması lüzumlu. Buradaki muhabbet ve açık sözlülük, İstanbul’da yok. Derhal bana İstanbul’a geri gel deseler gitmem" dedi.
sizlere dogruhaberler2016.blogspot.com farkıyla sunulmuştur
EmoticonEmoticon