Cumhurbaşkanı Erdoğan: Asla geçit vermeyeceğiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Asla geçit vermeyeceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İzmir’deki terör saldırısına ilişkin Twitter hesabından açıklama yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasında, "İzmir’deki terör saldırısını kınıyor; büyük bir faciayı önleyen şehit polisimize ve hayatını kaybeden katibimize Allah’tan rahmet diliyorum. Terörün milletimizi korkutma, devleti yıldırma ve toplumu kutuplaştırma girişimlerine asla geçit vermeyeceğiz. Bu hain saldırılar, güvenlik güçlerimizin kararlılığını, milletimizin birlik ve beraberliğini daha da pekiştirmektedir. Ülkemizin ve milletimizin huzuruna kasteden bu menfur saldırıyı tekrar kınıyor, yaralanan vatandaşlarımıza da Allah’tan acil şifa diliyorum" dedi.

sizlere dogruhaberler2016.blogspot.com farkıyla sunulmuştur

Başbakan Yıldırımdan İzmir saldırısı açıklaması

Başbakan Yıldırımdan İzmir saldırısı açıklaması

Başbakan Binali Yıldırım, İzmir’de meydana gelen terör saldırısını kınayan mesaj yayımladı. Saldırıda şehit olan Polis Fethi Sekin’in büyük bir felaketin önüne geçtiğini kaydeden Yıldırım, “İstiklal ruhumuzun sembol şehirlerinden İzmir’de, toplumsal barış ve huzurumuzu hedef alarak gerçekleştirilen bu menfur saldırıyı lanetliyor, şiddetle kınıyorum. Bu saldırıda, canını hiç düşünmeden feda ederek şehit olan kahraman polisimiz Fethi Sekin çok daha büyük bir felaketin yaşanmasını engellemiştir. Ülkemiz; birlik, beraberlik ve kesin bir inançla bu zor günleri atlatacaktır. Terör belası, devleti ile omuz omuza vermiş aziz milletimizin sinesinde yok olup gidecektir. Bölünmeyeceğimiz ve boyun eğmeyeceğimiz alçak terör odaklarınca bilinmelidir. İzmir, istiklal mücadelemizde düşmanın denize döküldüğü yerdir. Tüm inancımla ifade ediyorum ki; dün, düşmanın denize döküldüğü yerde, bugün kardeşliğimizi bozmaya çalışan alçak terör örgütlerini aynı akıbet beklemektedir. Bu saldırıda şehit düşen polis memurumuz ve adliye görevlimize Allah’tan rahmet; yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum” ifadelerini kullandı.  

Musa Erdoğan

sizlere dogruhaberler2016.blogspot.com farkıyla sunulmuştur

İzmir saldırısı sonrası sıcak gelişme

İzmir saldırısı sonrası sıcak gelişme

İzmir’de saat 16.00 sıralarında İzmir Adliyesi yakınlarında meydana gelen ve 1 polis 1 de zabıt katibinin şehit olduğu terör saldırısıyla ilgili polis ekipleri 2 kişiyi gözaltına aldı. 

Şehit zabıt katibi Musa Can’ın olay yerine gelen yakınları sinir krizi geçirirken, Can’ın aslen Tokatlı olduğu, üç çocuk sahibi Can’ın bir kızının üniversitede okuduğu ve bir kızının da dershaneye gittiği öğrenildi. Şehit polis Fethi Sekin'in Bayraklı Osmangazi'deki evine acı haberi emniyet yetkilileri ulaştırdı. Eşinin şehit olduğunu duyan Rabia Sekin fenalık geçirerek hastaneye kaldırıldı. Şehidin 3 çocuğu olduğu öğrenildi. Eş Sekin, hastanedeki tedavisinin ardından evine getirildi. Şehit polisin evine Türk bayrakları asıldı. Şehit polis Sekin için yarın resmi tören yapılacağı öğrenildi.

Öte yandan İzmir Adliyesi’ne siber saldırı iddiaları ve “İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı personelini adliyeye çağırdı” şeklinde basında yer alan haberler de İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yalanlandı. Yapılan açıklamada, “İzmir Adliyesi’ne yönelik herhangi bir siber saldırı gerçekleşmediği gibi, bu kapsamda İzmir Cumhuriyet Başsavcılığımız personeli adliyeye çağırmamıştır. Menfur saldırı ile ilgili soruşturma tüm detaylarıyla yürütülmektedir” denildi.

Olay yerinde nöbet tutan vatandaşlar "Şehitler vatan bölünmez" şeklinde sloganlar atıyor. 

Abdülaziz Baydilli - Atakan Şen - Ceren Atmaca - Halil Karahan - Mihrap Düzöz - Sinan Yeniçeri

sizlere dogruhaberler2016.blogspot.com farkıyla sunulmuştur

FETÖye bir darbe de o ülkeden!

FETÖye bir darbe de o ülkeden!

Fas İçişleri Bakanlığının resmİ açıklamasının ilerleyen saatlerde devlet televizyonu aracılığıyla duyurulması bekleniyor.

Fas hükümeti ile Türkiye arasında bir süredir yürütülen görüşmelerin ardından Fas İçişleri Bakanı Mohamed Hassad tarafından okulların kapatılması ile ilgili karar imzalandı.

Alınan bilgiye göre Fes, Meknes, Tanca ve Kazablanka'da bulunan FETÖ'ye ait dört okulun kapatılması ile ilgili hükümet kararının okul yöneticilerine iletilerek bir ay içerisinde ülkeyi terk etmeleri istenecek. 

sizlere dogruhaberler2016.blogspot.com farkıyla sunulmuştur

Mehmetçik eksi 15 derecede terörist avına çıktı

Mehmetçik eksi 15 derecede terörist avına çıktı

1990’lı yılların başından bu yana Karadeniz’e açılmak isteyen PKK terör örgütünün Ordu kırsalında ve yaylalarda kış üstlenmesi yapabileceği yerlere ilişkin güvenlik güçlerince operasyonlar gerçekleştiriliyor. Ordu İl Jandarma Komutanlığına bağlı Mesudiye Asayiş Komando Bölük Komutanlığı komandoları tarafından eksi 15 derecede gerçekleştirilen operasyonlar yoğun kara rağmen hız kesmeden sürüyor.

Ordu Valisi irfan Balkanlıoğlu, yoğun kış şartlarına rağmen operasyonların başarıyla sürdürüldüğünü belirterek, "Mesudiye kırsalı ve yaylalarımızda askerlerimiz kışın tam teçhizatlı arama tarama faaliyetleri yürütüyor. Bunların kış üstlenmesi yapabileceği yerlere ilişkin operasyonlar düzenliyorlar. Hem kendileri eğitim ve tatbikat yapmış oluyorlar, hem de dosta güven düşmana korku salmış oluyorlar. Bu anlamda güvenlik güçlerimizi kutluyorum. Allah yardımcıları olsun" dedi.

2016’DA 8’İ ÖLÜ 9 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ

Ordu’nun Mesudiye ilçesine bağlı Topçam Mahallesi kırsalında 31 Temmuz 2016’da bir grup PKK’lı teröristin güvenlik güçlerine kurduğu pusu sonucu 3 asker şehit olmuş, 2 asker yaralanmıştı. Eylem yaparak bölgede kaçmaya çalışan teröristlere yönelik güvenlik güçleri tarafından Ordu-Giresun-Tokat ve Sivas sınır bölgesinde yürütülen operasyonlarda 20 Ağustos 2016’da Gölköy kırsalındaki operasyonda ’Delil’ kod adlı terörist Çağdaş Hasdemir ile 30 Eylül 2016’daki operasyonda ise aralarında sözde Karadeniz Bölge sorumlusu olan ’Çektar’ kod adlı Ali Fırat Yaşar’ın da bulunduğu 6 PKK’lı terörist Mesudiye- Koyulhisar sınır bölgesinde etkisiz hale getirilmişti. Yine Ordu kırsalında bulunan teröristlerden ’Ciwan Amed Brusk’ kod adlı Selman Tiryaki, 18 Ekim 2016 tarihinde Erzincan kırsalından Tunceli’ye geçiş yapmak isterken etkisiz hale getirilmiş, ’Şiyar Mardin’ kod adlı Hamdullah Zengin ise yaralı ele geçirilmişti.

sizlere dogruhaberler2016.blogspot.com farkıyla sunulmuştur

Saldırıyı hayatı pahasına önledi!

Saldırıyı hayatı pahasına önledi!

İzmir’de saat 16.00 sıralarında, Adliye Sarayına saldırı düzenleyen teröristlere karşı kahramanca silahının son mermisi bitene kadar mücadele eden ve şehit düşen polis memuru Fethi Sekin’in Elazığ’ın Baskil ilçesi nüfusuna kayıtlı olduğu bildirildi. Evli ve 2 çocuk babası olan Sekin’in, 10 Kasım’da hasta olan annesini kaybettiği ve babası Mehmet Sekin’i yanına aldığı ifade edildi.

6 kardeşi bulunan Sekin’in kardeşlerinden birinin de Aydın’da polis olduğu öğrenildi. 

İzmir Valisi: “Hadiseyi önleyen kardeşimiz şehit oldu”

İlk bulgulara göre saldırının terör örgütü PKK’yı gösterdiğini kaydeden Ayyıldız, “Örgüt bazında kim olabilir değerlendiriyoruz. Elde olan verilen terör örgütü PKK’yı gösteriyoruz. Eylem biçimine ve kimlik tespitine bakıldığından böyle değerlendirdik. Buradaki tedbirler sayın başsavcımız ve komutanlarımız ile güvenlik değerlendirmeleri yapmıştık. Tedbirli ve teyakkuz halindeydik. Bu değerlendirme sonucu arkadaşımız araca müdahale etmesi sonucu bu hadise yaşandı. Bu hadiseyi önleyen kardeşimizin şehit oldu. Polisimiz onları durdurmak istedi. Teröristler kaçarken çatışma çıkıyor ve polisimiz karşılık veriyor. Sonrasında araç patlatılıyor. Tüm istihbaratlar değerlendiriliyor. Başka yerde eylem ihtimaline karşın teyakkuzdayız. 3 polisimiz yaralı. Yaralı sayımız 6-7 civarında. Tedavi olan polislerimiz tedavi altında. Allah emniyet mensuplarımızdan razı olsun” dedi.

Halil İbrahim Varlı

sizlere dogruhaberler2016.blogspot.com farkıyla sunulmuştur

Güvenlik uzmanı Ağar, El babdaki son durumu değerlendirdi

Güvenlik uzmanı Ağar, El babdaki son durumu değerlendirdi

Güvenlik uzmanı Abdullah Ağar, El Bab’taki Akil Dağı'na Özel Kuvvetler ve komandoların 20 Aralık gecesi başlayan ve 21 Aralık’ta devam eden bir operasyon yaptığını hatırlatarak, burada yaşanan kanlı çatışmalardan sonra Akil Dağı'nın tamamıyla ele geçirildiğini kaydetti. Bir yandan operasyonların, bir yandan da Akil Dağı'nı iksa, inşa ve tahkim çalışmalarının devam ettiğine dikkat çeken Ağar, şunları kaydetti:

“IŞİD ise bundan hiç memnun değil. Bize fena halde bozulmuş durumdalar. Akil Dağı kritik öneme sahip. Tek nedeni var. Burası bütün Bab’a hakim. Gözetleme ve ateş sahaları, örtü ve gizleme, kritik arazi arızaları, engeller ve yaklaşma istikametleri gibi araziyi kullanmak, etkilemek ve değerlendirmek adına sayısız inisiyatif sunuyor. Bu böyle de, bize burayı kaptıran IŞİD ise hırsından kuduruyor. Tekrar geri almak için elinden geleni yapıyor. Kanlı 21 Aralık’tan sonra pek çok kereler sızma ve baskın teşebbüsünde bulundular. Bu saldırılarını ağır silahlarla desteklediler. Birkaç kez de bombalı araç teşebbüsü oldu. Bu bombalı araçlara karşı bu sefer de bizim tanklar devreye girdi. Tankların sabot mermisini yiyen IŞİD’in zırhlı bombalı araçları ile intihar bombacıları binlerce parçaya ayrıldılar. Aldıkları bütün bu darbelere rağmen Akil Dağı konusunda hala oldukça kararlılar. Fırsatını buldukça, güç ürettikçe durmadan yeni bir şey deniyorlar. Şu ana kadar bu saldırılarının hiçbirinde istedikleri hiçbir etkiyi üretemediler. Ancak vazgeçecek gibi de değiller. Bizi sürekli yormak, hırpalamak için saldırı üstüne saldırı, taciz üstüne taciz yapıyorlar.”

“Biz de bütün bunlara karşılık Bab içinde genişledikçe genişliyor, açıldıkça açılıyoruz. Adım adım Bab’ı ellerinden alıyoruz” diyen Ağar, bütün bunların hepsinin zor işler olduğunu ifade ederek şu değerlendirmeyi yaptı:

“Burası bildik bir meskun mahal değil. Her taraf IŞİD’in kullandığı ve geliştirdiği tünel, hendek ve menfezlerle dolu. Adım başı patlayıcılar, bubi-tuzak ve mayınlar var. Bu herifler el yapımı ve gelişmiş patlayıcı düzeneği hazırlamakta gerçekten çok iyiler. Ellerinde uzaktan kumandalı, sensörlü, çoklu, akıllı çok gelişmiş ateşleme düzenekleri olduğu gibi, dünya ordularının ve istihbarat servislerinin kullandığı türden son derece gelişmiş patlayıcı maddeler ve fünyeler var. Her türlü fünye hem de. Basma, germe, gergiden kurtulma, basınçtan kurtulma. Patlayıcılar ise bir başka alem. Gübre türevi patlayıcıları çok kullanıyorlar, ama asıl ellerinde TNT, RDX, C-3, C-4, C-6 gibi son derece profesyonel patlayıcılar var. Irak ve Suriye ordularının depolarını patlattıkları doğru da, doğru olan bir başka gerçek daha var. Birileri durmadan bunları besliyor. Hem de son derece karmaşık ve kurnaz metotlarla. Bu patlayıcıları sadece canlı bomba, bombalı araç ya da feda yeleklerinde de kullanmıyorlar. Bab’ın içinde doğal görünüme uydurdukları yüzlerce tuzak ve patlayıcı var. Geçen bizimkiler buldular, adam düdüklü tencereyi buzdolabıyla müşterek tuzaklamış, iyi mi? Biz de buna bir isim taktık. 'Müştereke el kanabil, yani müşterek bomba.' Bu matrak bir örnek ya, hemen her yerde doğal görünüm kazandırılmış, cazip hale getirilmiş, yanından geçtiğin, yerinden oynattığın, eline aldığın zaman patlayıveren sayısız bubili-tuzaklı patlayıcı var. Bunlar bizim için hazırlanmış ya, o kadar profesyonelce ki Bab’ın içinde yaşayan insanlar da bunları sürekli patlatıyor. Zavallı insanlar, hele hele masum çocuklar ölüyor. Bunlara çok üzülüyoruz. Onlar çatışma alanlarının kaybolmuş nesilleri, yaşamadan ölüp duran masumlar.”

Fırat Kalkanı'nın başından bu yana 2 bin 700 civarında mayın, bubi tuzak ve patlayıcı düzeneğinin etkisiz hale getirildiğini belirten Ağar, “Çok bilinmiyor, ama aslında bu çok büyük bir başarı ve çok büyük bir kabiliyet. Her bir tuzağın basit olanlarını etkisiz hale getirmek için 3-4 saat, karmaşık olanlar için ise 8-10 saat gerekiyor. Bir de bütün bunlar yüksek stres ortamlarında yapılıyor. Yani çatışma, taciz ve baskı alanlarında. Yüksek konsantrasyon, dikkat ve hassasiyet isteyen bu işin ne kadar zor olduğu açık. Çünkü burada hataya yer yok. Zaten tahrip ve karşı tahripçiliğin temel kuralı şudur; tahripçi bir kez hata yapar. İkinci hatayı yapmaya fırsatı olmaz. Çünkü ilk hatada parçalanarak ölür. Bu etkisiz hale getirilen patlayıcı düzenekleri üzerinden kaba bir hesap yapayım, bir bombanın 10 kişiyi öldürdüğü, 30 kişiyi yaraladığı düşünülürse (ki, yoğun popülasyonda etkisi çok daha büyük olur) en az 25 bin kişiyi öldürebilecek, 75 bin kişiyi yaralayabilecek bir etkiyi ortadan kaldırmış durumdayız. Velhasıl bizim patlayıcı imha timleri harıl harıl çalışıyor. Sonra da onlarda bir hastalık ürüyor. 'Aşırı güven hastalığı', bir de bunla uğraşıyoruz” ifadesini kullandı.

"Bir de bize durmadan havan, Katyuşa, Grad ve güdümlü tanksavar füzesi atıyorlar. Üstüne bir de ZSU-23 ve doçkalar. Kabul etmek gerek bu bizi yoruyor. Dönem dönem zayiat veriyoruz, hasar alıyoruz. Kabul etmek zor, ama bu artık bir savaş. İçinde yumruk yemek var” diyen Ağar, tedbirlerin alındığını vurgulayarak, “Elbette karşı etkimizi gösteriyoruz, ama artık bu terörist örgütler artık bildiğimiz örgütlerden değil. Bunlar dünya ordularının kullandığı konvansiyonel silahları kullanma kapasitesine kavuşmuş ve kavuşturulmuş, gerilla doktrinini asimetrik savaşla harmanlamış, istihbarat ve istihbarata karşı koyma kabiliyeti kazanmış, bunun üstüne hibrit terör üretebilen ve hedef kitlenin zihnine sızıp, hedef kitleyi kendi hedef ve menfaatleri doğrultusunda yönetip yönlendirebilen, insanları radikalleştirip terörize edebilen şeytani akıllı birer gulyabaniye dönüşmüş durumdalar” ifadesini kullandı.

"Bab’ta canlı kalkan ve sivil yaşam sorunu var"

El Bab’ta canlı kalkan ve sivil yaşam sorunu olduğuna da dikkat çeken Ağar, şunları söyledi:
“Aslında bizi en çok yoran ve zorlayan bu. Çok dikkat etmek zorundayız. Bir tek masumun bile bizim ateş etkimizle tırnağının zarar görmemesi için uğraşıp duruyoruz. IŞİD’te bunu çok iyi biliyor ve çok iyi kullanıyor. Hem de şeytani bir akılla. Kendisinin yuvalandığı yerlere sivilleri canlı kalkan olarak yerleştiriyor. Üstüne bir de o alanların bazılarını kamera sistemiyle donatıyor. Biz IŞİD’in üzerine ateşle etki ürettiğimizde sivil ölsün, bu da bunu kayda alıp pazarlayayım istiyor. Amacı çok açık. Özellikle istismar ettiği ve edebileceği toplum kesimlerine şu mesajı vermek istiyor; Türkler Arapları katlediyor. Şeytan bu. Hem de kuyruklu şeytan. Uğraştırıyor bizi. İslam dünyasında mezhep savaşı çıkartmak istediği yetmezmiş gibi şimdi bir de bizlerle Araplar arasında etnik düşmanlık ve etnik savaş peşinde koşuyor. Bu çakallar düşmanlığın tohumları sadece bugüne değil, geleceğe de saçıyorlar. Geçen Bab’tan çıkmayan isteyen sivillerin 30'unu öldürüp, 100'den fazlasını kurşunladılar. Daha önce de kaçmak isteyenlere yardım eden bir adamı yakalayıp, Bab’ın ortasında çarmıha gerdiler.”  

sizlere dogruhaberler2016.blogspot.com farkıyla sunulmuştur